27 Aralık 2008 Cumartesi

YETİŞİN A DOSTLAR, YANGIN VAR!

Kasvetli bir İstanbul sabahında güne uyanmak ne kadar eğlenceli bilemiyorum ama bana iyi geldiği kesin! Çünkü gece rüyamda kimbilir kaç yangından kurtulmaya çabaladım. Yorumlamaya çalıştığımda, "Aramında kötü olduğu biri yok ki o yangın sayesinde aramız düzelsin!" ya da "Yüce yangın sayesinde yakınlaşacağım yeni bir aşk mı doğacak ??" diye düşünmedim değil ama gerçek sebebi adım gibi biliyorum, dizi yangınları!..

Geçtiğimiz Cumartesi "Kavak Yelleri"yle başladık, ardından Pazartesi "Doludizgin Yıllar", Salı "Canım Ailem" ve Cuma "Asi"yle yangın sezonunu kapattık (diye umuyorum). Bakıyorlar senaryoda nabız hep aynı, küslerin barışması, sevdalıların kavuşması gerek, "çak abi bi kibrit, yanalım ratinglenelim, ooo hadi bakalım oturmaya mı geldik!" tarzında senaryo geliştirme çabalarıyla, izleyiciyi nasıl bir yangının içine sürüklediklerinden haberleri yok. Birde bu yangın esnalarında itfaiye personeli ve ilkyardım kuralları da harcanıyor. Esasoğlan durumu farkettiği gibi hiçbir önlem almadan yangının tam ortasına dalıyor, ardından gelen İtfaiye personeli de apar topar, su hortumunu püskürtmeye hazır hale getirmek için koşturuyorlar. Bir grup personelin içeri girip kurtarma çalışması yapması için hazırlık yapılmıyor çünkü biliniyor ki esasoğlan içeridedir ve sevdiceğini kolları arasında üç, bilemedin beş dakika sonra dışarı çıkartmış olacaktır. Yangına dalmanın da bir adabı vardır, gaz maskesi bulamıyorsan, alırsın bir parça bez, ıslatırsın onu, ağzını-burnunu kapatacak şekilde bağlarsın, sonra içeri gireceksen girersin. Bizimkiler "hayde bre Pehlivan" şeklinde, mesaj kaygısı taşımadan sahneleri çekiyorlar. Bundan sonra yapılacak "ortak senaryo harekatı"nda daha bir mesaj içerikli ve daha gerilimsiz hareketler bekliyoruz.

Herkese keyifli cumartesiler diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder